Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya bakılırsa, Laçın’a gelen Aliyev, kent merkezinde Azerbaycan bayrağını göndere çekti.
Aliyev, burada yaptığı konuşmada, 2. Karabağ Savaşı daha sonrasında Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya içinde imzalanan üçlü bildiri gereği Hankendi’ni Ermenistan’a birleştiren yolun üzerinde bulunan Laçın’ın süreksiz olarak Azerbaycan’ın denetimi haricinde kaldığını belirtti.
Bildiri gereği 3 yılda Karabağ’daki Ermeni nüfusun kullanımı için yeni yolun yapılması gerektiğini hatırlatan Aliyev, Azerbaycan’ın 1 yıl 8 ayda bu yolu tamamladığı ve 26 Ağustos’ta Azerbaycan ordusunun Laçın’a girdiğini anlattı. Aliyev, burada göndere çektiği Azerbaycan bayrağının ebediyen dalgalanacağını vurguladı.
‘Bu bir savaş suçudur’
Laçın kentinin işgal devrinde Ermenilerce yıkıma maruz kaldığını lisana getiren Aliyev, şu tabirleri kullandı:
“Ermeniler, Laçın’ın birtakım yerlerinde yasa dışı olarak yerleşmişler. Suriye ve Lübnan’dan Ermeni asıllı insanları getirip buraya yasa dışı olarak yerleştirmişlerdi. Bu, bir savaş hatasıdır, tüm milletlerarası mukavelelerde savaş cürmü olarak tanımlanmıştır ve bu cürüm, dünya kamuoyunun gözü önünde işlenmiştir.
Dünya kamuoyu, memleketler arası kuruluşlar, bu işle direkt ilgilenen AGİT Minsk Kümesi eş liderleri bunu görmezden geldi. Ermenistan’dan Karabağ’a, Karabağ’dan Ermenistan’a gidip gelirken burada yasa dışı yerleşim yapıldığını, Azerbaycan’a ilişkin yer isimlerinin ortadan kaldırıldığını, tarihi Azerbaycan toprağı Laçın’ın Ermenileştirildiğini görüyorlardı lakin göz yumuyorlardı. Azerbaycan halkı da bunu kabullenemezdi.”
Aliyev, Ermenistan’ın barış muahedesi için rastgele bir iş yapmadığını ve vakit kazanma taktiği yürüttüklerini, Azerbaycan’ın batı vilayetleri ile Nahçıvan’ı birleştirecek koridorun da çabucak hemen verilmediğini hatırlattı.
Ermenistan’ın son aylarda Azerbaycan’a karşı provokasyonlarda bulunduğunu ve savaş bitmesine karşın bölgeye Ermenilerce mayın döşendiğini aktaran Aliyev, şunları kaydetti:
“Biz, hiç bir vakit buna fırsat tanıyamayız. Ermenistan’ı tekraren bu işlerden vazgeçmesi için uyardık. Sonuç olarak 13 Eylül’de bize karşı bir provokasyon daha yapıldığında, Azerbaycan ordusu karşılık verdi ve düşmanı yeniden yerine oturttu. Umarım bu sonunda onlara bir ders olur zira bizi kimsenin ve hiç bir şeyin durduramayacağını gördüler. Kimsenin telefonla araması, hiç bir açıklama, hiç bir teşebbüs bizi durduramaz. Biz kendi toprağımızdayız ve topraklarımızı koruyoruz.
Sınırda elde ettiğimiz mevziler, muhtemel Ermeni provokasyonunu önce görmemize ve gerekli tedbirleri almamıza imkan sağlıyor. Murov Dağı’ndan Aras Nehri’ne kadar elverişli pozisyonlardayız. Ermenistan’ın bizi onların topraklarına girdiğimizle suçlamasının hiç bir temeli yoktur. Birincisi, hudut dedikleri yerde olsaydı, hudut sınırı inşa etmeleri gerekirdi. Bütün Karabağ ve Zengezur’un kendilerine kalacağına inanıyorlardı. Bu yüzden Azerbaycan-Ermenistan hududunda hiç bir şey yapmadılar. Yani sonlar, tam belirlenmeden kimse hududun nereden geçtiğini söyleyemez.”
Aliyev, burada yaptığı konuşmada, 2. Karabağ Savaşı daha sonrasında Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya içinde imzalanan üçlü bildiri gereği Hankendi’ni Ermenistan’a birleştiren yolun üzerinde bulunan Laçın’ın süreksiz olarak Azerbaycan’ın denetimi haricinde kaldığını belirtti.
Bildiri gereği 3 yılda Karabağ’daki Ermeni nüfusun kullanımı için yeni yolun yapılması gerektiğini hatırlatan Aliyev, Azerbaycan’ın 1 yıl 8 ayda bu yolu tamamladığı ve 26 Ağustos’ta Azerbaycan ordusunun Laçın’a girdiğini anlattı. Aliyev, burada göndere çektiği Azerbaycan bayrağının ebediyen dalgalanacağını vurguladı.
‘Bu bir savaş suçudur’
Laçın kentinin işgal devrinde Ermenilerce yıkıma maruz kaldığını lisana getiren Aliyev, şu tabirleri kullandı:
“Ermeniler, Laçın’ın birtakım yerlerinde yasa dışı olarak yerleşmişler. Suriye ve Lübnan’dan Ermeni asıllı insanları getirip buraya yasa dışı olarak yerleştirmişlerdi. Bu, bir savaş hatasıdır, tüm milletlerarası mukavelelerde savaş cürmü olarak tanımlanmıştır ve bu cürüm, dünya kamuoyunun gözü önünde işlenmiştir.
Dünya kamuoyu, memleketler arası kuruluşlar, bu işle direkt ilgilenen AGİT Minsk Kümesi eş liderleri bunu görmezden geldi. Ermenistan’dan Karabağ’a, Karabağ’dan Ermenistan’a gidip gelirken burada yasa dışı yerleşim yapıldığını, Azerbaycan’a ilişkin yer isimlerinin ortadan kaldırıldığını, tarihi Azerbaycan toprağı Laçın’ın Ermenileştirildiğini görüyorlardı lakin göz yumuyorlardı. Azerbaycan halkı da bunu kabullenemezdi.”
Aliyev, Ermenistan’ın barış muahedesi için rastgele bir iş yapmadığını ve vakit kazanma taktiği yürüttüklerini, Azerbaycan’ın batı vilayetleri ile Nahçıvan’ı birleştirecek koridorun da çabucak hemen verilmediğini hatırlattı.
Ermenistan’ın son aylarda Azerbaycan’a karşı provokasyonlarda bulunduğunu ve savaş bitmesine karşın bölgeye Ermenilerce mayın döşendiğini aktaran Aliyev, şunları kaydetti:
“Biz, hiç bir vakit buna fırsat tanıyamayız. Ermenistan’ı tekraren bu işlerden vazgeçmesi için uyardık. Sonuç olarak 13 Eylül’de bize karşı bir provokasyon daha yapıldığında, Azerbaycan ordusu karşılık verdi ve düşmanı yeniden yerine oturttu. Umarım bu sonunda onlara bir ders olur zira bizi kimsenin ve hiç bir şeyin durduramayacağını gördüler. Kimsenin telefonla araması, hiç bir açıklama, hiç bir teşebbüs bizi durduramaz. Biz kendi toprağımızdayız ve topraklarımızı koruyoruz.
Sınırda elde ettiğimiz mevziler, muhtemel Ermeni provokasyonunu önce görmemize ve gerekli tedbirleri almamıza imkan sağlıyor. Murov Dağı’ndan Aras Nehri’ne kadar elverişli pozisyonlardayız. Ermenistan’ın bizi onların topraklarına girdiğimizle suçlamasının hiç bir temeli yoktur. Birincisi, hudut dedikleri yerde olsaydı, hudut sınırı inşa etmeleri gerekirdi. Bütün Karabağ ve Zengezur’un kendilerine kalacağına inanıyorlardı. Bu yüzden Azerbaycan-Ermenistan hududunda hiç bir şey yapmadılar. Yani sonlar, tam belirlenmeden kimse hududun nereden geçtiğini söyleyemez.”