AP’deki Sol-GUE/NGL Kümesi, sıklıkla Balkan bölgelerinde ve Yunanistan’da faaliyet gösteren Hudutta Şiddet İzleme Ağı ile birlikte, 2021 ve 2022’de AB’nin dış sonlarındaki insan hakları ihlalleriyle ilgili rapor hazırladı.
“Geri itmelerle ilgili kara kitap” isimli raporda, 2021’de görüşülen şahısların sırf yüzde 5’inin Avrupa’dan hudut dışı edilirken “aşırı güç” kullanmasına maruz kalmadığı yahut şahit olmadıklarını dediğine dikkat çekildi.
Raporla ilgili basın bildirisinde “Bu sayfaların birden fazla, hem AB’nin dış hudutlarından tıpkı vakitte üye devletlerin topraklarının derinliklerinden yasa dışı bir biçimde geri itilmedilk evvel dövülen, tekmelenen, hakarete uğrayan, aşağılanan ve keyfi olarak gözaltına alınan hareket halindeki insanların sözleriyle doludur” denildi.
Biroldukça olayda tecavüz, cinsel istismar, çok ve uzun müddetli dayak, kendilerine karşı elektrikli ateşlemeli silahların kullanılması ve hatta hudut yetkilileri tarafınca kimi vakit elleriyle vurularak ırmağa atılma üzere farklı azap formlarına maruz kalındığının aktarıldığı raporda, bunların “birkaç çürük elmanın” sistemsiz aksiyonları olmadığı, “en zirveden güçlendirilmiş Avrupa çapında sistemler” olduğu vurgulandı.
AP’de raporun sunumunu yapan, Ağın kıdemli siyaset analisti Hope Barker, “Geri itmelerin var olduğunu inkar etme noktasının ötesindeyiz. Kamera delillerimiz, tıbbi raporlarımız ve binden çok tanıklığımız var. Bunlar sırf toplamayı başardığımız veriler” değerlendirmesini yaptı.
“Bu buzdağının görünen kısmı, duymadığımız yüzbinlerce öykü var” diyen Barker, “Geri itmeler yasa dışıdır. Bu şiddet bitene kadar bunlarla uğraş etmeye ve bu raporları yayınlamaya devam edeceğiz” sözlerini kullandı.
Sol-GUE/NGL Kümesinin Alman üyesi Cornelia Ernst, göçmenleri geri iten ve sığınma hakkını reddeden üye devletlere karşı ihlal prosedürlerini başlatmadığı için AB Kurulunu sorumlu tuttu.
Ernst, Kümenin web sitesindeki “Geri itmeleri durdurun” kampanyasını imzalama daveti yaptı.
Raporda Yunanistan, Bulgaristan, Avusturya, İtalya, Slovenya, Hırvatistan, Polonya, Macaristan, Romanya, Sırbistan, Bosna Hersek, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk’taki olaylara yer verildi.
“Geri itmelerle ilgili kara kitap” isimli raporda, 2021’de görüşülen şahısların sırf yüzde 5’inin Avrupa’dan hudut dışı edilirken “aşırı güç” kullanmasına maruz kalmadığı yahut şahit olmadıklarını dediğine dikkat çekildi.
Raporla ilgili basın bildirisinde “Bu sayfaların birden fazla, hem AB’nin dış hudutlarından tıpkı vakitte üye devletlerin topraklarının derinliklerinden yasa dışı bir biçimde geri itilmedilk evvel dövülen, tekmelenen, hakarete uğrayan, aşağılanan ve keyfi olarak gözaltına alınan hareket halindeki insanların sözleriyle doludur” denildi.
Biroldukça olayda tecavüz, cinsel istismar, çok ve uzun müddetli dayak, kendilerine karşı elektrikli ateşlemeli silahların kullanılması ve hatta hudut yetkilileri tarafınca kimi vakit elleriyle vurularak ırmağa atılma üzere farklı azap formlarına maruz kalındığının aktarıldığı raporda, bunların “birkaç çürük elmanın” sistemsiz aksiyonları olmadığı, “en zirveden güçlendirilmiş Avrupa çapında sistemler” olduğu vurgulandı.
AP’de raporun sunumunu yapan, Ağın kıdemli siyaset analisti Hope Barker, “Geri itmelerin var olduğunu inkar etme noktasının ötesindeyiz. Kamera delillerimiz, tıbbi raporlarımız ve binden çok tanıklığımız var. Bunlar sırf toplamayı başardığımız veriler” değerlendirmesini yaptı.
“Bu buzdağının görünen kısmı, duymadığımız yüzbinlerce öykü var” diyen Barker, “Geri itmeler yasa dışıdır. Bu şiddet bitene kadar bunlarla uğraş etmeye ve bu raporları yayınlamaya devam edeceğiz” sözlerini kullandı.
Sol-GUE/NGL Kümesinin Alman üyesi Cornelia Ernst, göçmenleri geri iten ve sığınma hakkını reddeden üye devletlere karşı ihlal prosedürlerini başlatmadığı için AB Kurulunu sorumlu tuttu.
Ernst, Kümenin web sitesindeki “Geri itmeleri durdurun” kampanyasını imzalama daveti yaptı.
Raporda Yunanistan, Bulgaristan, Avusturya, İtalya, Slovenya, Hırvatistan, Polonya, Macaristan, Romanya, Sırbistan, Bosna Hersek, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk’taki olaylara yer verildi.