Geçmişte İrlanda Cumhuriyet Ordusu‘nun (İRA) siyasi kanadı olduğu bedellendirilen Sinn Fein parlamentoda 27 sandalye elde ederken, ters görüşteki Demokratik Birlik Partisi (DUP) 24’te kaldı.
Hem Protestanlar hem Katoliklerden oluşan İttifak Partisi 17, öbür bir birlik yanlısı parti olan Ulster Birlikçi Parti (UUP) 9 ve Toplumsal Demokrat ve Personel Partisi de (SDLP) 7 sandalye kazandı.
Bu sonuçla bölgenin 100 yıllık tarihinde birinci sefer İrlanda milliyetçisi bir parti, seçimde birinci sırayı alarak Başbakan çıkarma bahtını elde etti. Fakat Kuzey İrlanda’ya özel yetki paylaşımı mutabakatına bakılırsa, birinci ve ikinci partilerin bölgeyi bir arada yönetmesi gerekiyor.
DUP, Sinn Fein Kuzey İrlanda’daki önderi Michelle O’Neill’in başbakan olması durumunda başbakan yardımcılığı için rastgele bir isim önermeyeceğini bildirdi. bu biçimde bir durumda bölgede rastgele bir hükümet kurulması mümkün olmayacak.
‘Yeni bir çağı başlattı’
O’Neill’in, yaptığı konuşmada, zaferin “oldukça kıymetli bir değişim anını temsil ettiğini” söylemiş oldu.
O’Neill, kararın, “toplumdaki münasebetleri adalet, eşitlik ve toplumsal adalet temelinde bir daha tasavvur etme fırsatı sunan yeni bir çağı başlatmış olduğunı” kaydetti.
DUP önderi Jeffrey Donaldson ise parlamentoda ikinci sıraya düşseler de birebir görüşteki UUP ile birlikte birlik yanlıların hala pozisyonlarını koruduğunu söylemiş oldu.
Donaldson, “Birlik yanlıları kuvvetli olmayı sürdürüyor. Meclis’teki en büyük tahsis bizde” dedi.
DUP başkanı, idaresi Sinn Fein’e devredip devretmeyeceklerine ait bir soru üzerine “Parti yetkilileri bir ortaya gelecek, Hükümetin yapması gerekenleri elde etmek için ne yapmamız gerektiğini düşüneceğiz, sonucumı önümüzdeki hafta başlarında netleştireceğim.” diye konuştu.
İki tarafın, Brexit’in modülü olan ve bölgeyi Birleşik Krallık’ın geri kalanından farklı olarak AB ile Gümrük Birliği ortasında tutan Kuzey İrlanda Protokolü konusundaki görüş ayrılıkları da dikkate alındığında muhtemel bir idare krizinin, daha derin uyuşmazlıklara yol açmasından telaş ediliyor.
Sinn Fein, İngiltere’den ayrılarak AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile birleşilmesini savunuyor. Partinin Başbakanlığı ele geçirmesinin, İrlanda birliği konusunda bir referandum mümkünlüğünü artıracağı bedellendiriliyor.
Hem Protestanlar hem Katoliklerden oluşan İttifak Partisi 17, öbür bir birlik yanlısı parti olan Ulster Birlikçi Parti (UUP) 9 ve Toplumsal Demokrat ve Personel Partisi de (SDLP) 7 sandalye kazandı.
Bu sonuçla bölgenin 100 yıllık tarihinde birinci sefer İrlanda milliyetçisi bir parti, seçimde birinci sırayı alarak Başbakan çıkarma bahtını elde etti. Fakat Kuzey İrlanda’ya özel yetki paylaşımı mutabakatına bakılırsa, birinci ve ikinci partilerin bölgeyi bir arada yönetmesi gerekiyor.
DUP, Sinn Fein Kuzey İrlanda’daki önderi Michelle O’Neill’in başbakan olması durumunda başbakan yardımcılığı için rastgele bir isim önermeyeceğini bildirdi. bu biçimde bir durumda bölgede rastgele bir hükümet kurulması mümkün olmayacak.
‘Yeni bir çağı başlattı’
O’Neill’in, yaptığı konuşmada, zaferin “oldukça kıymetli bir değişim anını temsil ettiğini” söylemiş oldu.
O’Neill, kararın, “toplumdaki münasebetleri adalet, eşitlik ve toplumsal adalet temelinde bir daha tasavvur etme fırsatı sunan yeni bir çağı başlatmış olduğunı” kaydetti.
DUP önderi Jeffrey Donaldson ise parlamentoda ikinci sıraya düşseler de birebir görüşteki UUP ile birlikte birlik yanlıların hala pozisyonlarını koruduğunu söylemiş oldu.
Donaldson, “Birlik yanlıları kuvvetli olmayı sürdürüyor. Meclis’teki en büyük tahsis bizde” dedi.
DUP başkanı, idaresi Sinn Fein’e devredip devretmeyeceklerine ait bir soru üzerine “Parti yetkilileri bir ortaya gelecek, Hükümetin yapması gerekenleri elde etmek için ne yapmamız gerektiğini düşüneceğiz, sonucumı önümüzdeki hafta başlarında netleştireceğim.” diye konuştu.
İki tarafın, Brexit’in modülü olan ve bölgeyi Birleşik Krallık’ın geri kalanından farklı olarak AB ile Gümrük Birliği ortasında tutan Kuzey İrlanda Protokolü konusundaki görüş ayrılıkları da dikkate alındığında muhtemel bir idare krizinin, daha derin uyuşmazlıklara yol açmasından telaş ediliyor.
Sinn Fein, İngiltere’den ayrılarak AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile birleşilmesini savunuyor. Partinin Başbakanlığı ele geçirmesinin, İrlanda birliği konusunda bir referandum mümkünlüğünü artıracağı bedellendiriliyor.