Deloitte Türkiye ve Workflex iş birliği ile gerçekleştirilen Karma İş Gücüne Geçiş Hazırlık Araştırması raporuna bakılırsa, Türkiye’deki her üç kurumdan neredeyse ikisi karma iş gücü modeline geçmiş görünüyor. Araştırmaya katılan her 10 iştirakçiden 9’u ise iş gücü dönüşümünü gündemine almış durumda.
Deloitte Türkiye ve Workflex iş birliği ile hazırlanan ‘Karma İş Gücüne Geçiş Hazırlık Değerlendirmesi Kurum Araştırma Raporu’nun lansmanı Workinton konut sahipliğinde gerçekleştirildi.
Bilhassa pandemi devrinde daha da yaygınlaşan ‘karma iş gücü (“KİG”) modeli’nde şirketler, iş gücünü yalnızca klâsik takımlı çalışma modelinde çalışanlardan oluşturmak yerine, gereksinimleri doğrultusunda gerekli maharet ve yetkinliklere sahip bireylerle belli mühletler boyunca çalışmaya yöneliyor. Bu model yardımıyla çeşitliliğe sahip iş gücünü muhakkak oranlarda harmanlamış olmanın avantajlarını yaşıyorlar.
Araştırmanın online anket kısmına dokuz farklı bölümde faaliyet gösteren 138 şirketten 215 kişi katılırken, birebir telefon görüşmeleriyle de toplamda 515 bin 300’ü aşkın çalışanı temsil eden dokuz üst seviye yöneticinin görüşleri alındı.
Araştırmayı pahalandıran Deloitte Türkiye İnsan İdaresi Hizmetleri Başkanı Cem Sezgin, “Pandemiyle birlikte ömrümüze süratle giren uzaktan çalışma modeli, tüm dünyada kurumları büyük bir değişimin içine soktu. Birfazlaca şirket tek tip çalışma nizamından daha esnek çalışma sistemine hakikat iş planlarını değiştirmeye başladı. Bu gelişmeler de bizlere aslında kurumların birçoklarının karma iş gücüne geçiş için istekli olduklarını ve bu mevzuyu gündemlerine aldıklarını gösteriyor. Türkiye’de de şirketlerin iş gücü dönüşümünü büyük oranda gündemlerine aldıklarını, hatta sıklıkla uygulamaya koyduklarını gözlemliyoruz” diye konuştu.
Workflex kurucusu Zeynep Bilgiç ise, araştırma iç görülerini değerlendirirken yetenek açığı sorununun tüm şiddetiyle devam ettiğini söylemiş oldu. İştirakçilerin mevcut durumları ve gelecek beklentileri göz önünde bulundurulduğunda yüzde 94’ünün yetenek açığı problemiyle karşı karşıya olduğunu belirten Bilgiç, “Karma İş Gücü Modeli” verimlilik artışı, çeviklik üzere avantajlarının yanı sıra yetenek ekosisteminden gereksinimler doğrultusunda sistematik ve stratejik olarak yaralanma imkânı sağlayarak bu kronikleşen soruna de kalıcı tahlil sunuyor. Şunu görüyoruz ki dünyada paylaşım iktisadı giderek yaygınlaşırken, yeteneklerden en üst düzeyde yaralanmak hayli stratejik hale geldi” dedi.
Rapordan öne çıkan kimi başlıklar şöyle;
– Araştırma sonuçları Türkiye’deki kurumların iş gücü dönüşümünü büyük oranda (yüzde 90) gündemlerine aldıklarını, hatta sıklıkla uygulamaya koyduklarını gösteriyor. Araştırmaya katılan her üç kurumdan ikisi karma iş gücü modeline geçmiş gözüküyor.
– İştirakçi kuruluşların bu dönüşüme hazırlık düzeylerine bakıldığında büyük kısmının teknolojik altyapı, İnsan Kaynakları uygulamaları ve kurum kültürü boyutunda karma iş gücü modellerini hayata geçirmek için uzman ve hazır olduğu görülüyor.
– Her ne kadar kurumlar biroldukça açıdan kendilerini hazır ve istekli hissettiğini belirtmiş olsa da iştirakçilerin yüzde 17’si karma iş gücünü yönetecek liderlik marifetlerine sahip olmadıklarını, operasyonel karmaşıklık ve kurum külçeşidinin yönetilmesi gereken zorluklar olduğunu söz ediyor.
– 10 iştirakçiden 9’u hem esnek çalışma (yüzde 89) birebir vakitte proje bazlı çalışmalara (yüzde 89) açık olduğunu belirtirken, sadece yüzde 6’sı karma iş gücü modelini kurum genelinde uyguluyor.
– İştirakçi firmaların yarısından fazlası hali hazırda Bilgi Teknolojileri (BT) takımlarında (yüzde 53) karma iş gücü modelinin uygulandığını tabir ederken, BT’yi sırasıyla İnsan Kaynakları (yüzde 38), Pazarlama (yüzde 37) ve Satış (yüzde 32) takip ediyor.
– Karma iş gücüne geçiş için en hazır olan üç işlev Bilgi Teknolojileri (yüzde 21), İnsan Kaynakları (yüzde 17) ve Mali İşler (yüzde 12) olarak sıralanıyor, birebir vakitte başka üniteler de karma iş gücüne geçiş için benzeri hazırlık düzeylerinde seyrediyor.
– Karma iş gücüne geçişte en çok zorluk yaşayacağı belirtilen işlev açık orta farkla Üretim işlevi. Her 10 iştirakçiden 4’ü Üretim işlevinin karma iş gücüne geçişte en büyük zorluğu yaşayacağını belirtiyor. Üretim operasyonlarının daha fazla yerinde süreç denetimi ve onay akışı gerektirmesi bu yüksek oranın ardındaki ana sebepler.
– Kurum içerisindeki tüm ünitelerin karma iş gücüne geçiş için hazır olduğunu belirten kesimler ise sırasıyla Finans, Danışmanlık ve Hizmet kesimleri.
Türkiye’de yetenekli iş gücü açığı var
– Anketi yanıtlayan 5 bireyden 4’ü kurumlarında yetenek açığı bulunduğunu belirtirken yakın gelecekte yetenek açığı bulunabileceğini öngoren iştirakçilerle bu oran yüzde 94 düzeylerine çıkıyor.
– Bugün yetenek açığını en az hisseden kesim olan perakende (yüzde 38) için bile gelecek pek inançlı görünmüyor. (Yeterli yeteneğe sahibiz diyen kurumların oranı yalnızca yüzde 13). Güç, Finansal Hizmetler, Holding şirketleri ve Teknoloji firmaları gelecekte yetenek açığı yaşayacakları görüşünde.
– Araştırma neticelerina nazaran en çok yetenek açığı hissedilen ünite, yüzde 24 ile Bilgi Teknolojileri. Onu sırasıyla Üretim/Operasyon (yüzde 14), ARGE (yüzde 12) ve İnsan Kaynakları (yüzde 12) üniteleri takip ediyor.
Deloitte Türkiye ve Workflex iş birliği ile hazırlanan ‘Karma İş Gücüne Geçiş Hazırlık Değerlendirmesi Kurum Araştırma Raporu’nun lansmanı Workinton konut sahipliğinde gerçekleştirildi.
Bilhassa pandemi devrinde daha da yaygınlaşan ‘karma iş gücü (“KİG”) modeli’nde şirketler, iş gücünü yalnızca klâsik takımlı çalışma modelinde çalışanlardan oluşturmak yerine, gereksinimleri doğrultusunda gerekli maharet ve yetkinliklere sahip bireylerle belli mühletler boyunca çalışmaya yöneliyor. Bu model yardımıyla çeşitliliğe sahip iş gücünü muhakkak oranlarda harmanlamış olmanın avantajlarını yaşıyorlar.
Araştırmanın online anket kısmına dokuz farklı bölümde faaliyet gösteren 138 şirketten 215 kişi katılırken, birebir telefon görüşmeleriyle de toplamda 515 bin 300’ü aşkın çalışanı temsil eden dokuz üst seviye yöneticinin görüşleri alındı.
Araştırmayı pahalandıran Deloitte Türkiye İnsan İdaresi Hizmetleri Başkanı Cem Sezgin, “Pandemiyle birlikte ömrümüze süratle giren uzaktan çalışma modeli, tüm dünyada kurumları büyük bir değişimin içine soktu. Birfazlaca şirket tek tip çalışma nizamından daha esnek çalışma sistemine hakikat iş planlarını değiştirmeye başladı. Bu gelişmeler de bizlere aslında kurumların birçoklarının karma iş gücüne geçiş için istekli olduklarını ve bu mevzuyu gündemlerine aldıklarını gösteriyor. Türkiye’de de şirketlerin iş gücü dönüşümünü büyük oranda gündemlerine aldıklarını, hatta sıklıkla uygulamaya koyduklarını gözlemliyoruz” diye konuştu.
Workflex kurucusu Zeynep Bilgiç ise, araştırma iç görülerini değerlendirirken yetenek açığı sorununun tüm şiddetiyle devam ettiğini söylemiş oldu. İştirakçilerin mevcut durumları ve gelecek beklentileri göz önünde bulundurulduğunda yüzde 94’ünün yetenek açığı problemiyle karşı karşıya olduğunu belirten Bilgiç, “Karma İş Gücü Modeli” verimlilik artışı, çeviklik üzere avantajlarının yanı sıra yetenek ekosisteminden gereksinimler doğrultusunda sistematik ve stratejik olarak yaralanma imkânı sağlayarak bu kronikleşen soruna de kalıcı tahlil sunuyor. Şunu görüyoruz ki dünyada paylaşım iktisadı giderek yaygınlaşırken, yeteneklerden en üst düzeyde yaralanmak hayli stratejik hale geldi” dedi.
Rapordan öne çıkan kimi başlıklar şöyle;
– Araştırma sonuçları Türkiye’deki kurumların iş gücü dönüşümünü büyük oranda (yüzde 90) gündemlerine aldıklarını, hatta sıklıkla uygulamaya koyduklarını gösteriyor. Araştırmaya katılan her üç kurumdan ikisi karma iş gücü modeline geçmiş gözüküyor.
– İştirakçi kuruluşların bu dönüşüme hazırlık düzeylerine bakıldığında büyük kısmının teknolojik altyapı, İnsan Kaynakları uygulamaları ve kurum kültürü boyutunda karma iş gücü modellerini hayata geçirmek için uzman ve hazır olduğu görülüyor.
– Her ne kadar kurumlar biroldukça açıdan kendilerini hazır ve istekli hissettiğini belirtmiş olsa da iştirakçilerin yüzde 17’si karma iş gücünü yönetecek liderlik marifetlerine sahip olmadıklarını, operasyonel karmaşıklık ve kurum külçeşidinin yönetilmesi gereken zorluklar olduğunu söz ediyor.
– 10 iştirakçiden 9’u hem esnek çalışma (yüzde 89) birebir vakitte proje bazlı çalışmalara (yüzde 89) açık olduğunu belirtirken, sadece yüzde 6’sı karma iş gücü modelini kurum genelinde uyguluyor.
– İştirakçi firmaların yarısından fazlası hali hazırda Bilgi Teknolojileri (BT) takımlarında (yüzde 53) karma iş gücü modelinin uygulandığını tabir ederken, BT’yi sırasıyla İnsan Kaynakları (yüzde 38), Pazarlama (yüzde 37) ve Satış (yüzde 32) takip ediyor.
– Karma iş gücüne geçiş için en hazır olan üç işlev Bilgi Teknolojileri (yüzde 21), İnsan Kaynakları (yüzde 17) ve Mali İşler (yüzde 12) olarak sıralanıyor, birebir vakitte başka üniteler de karma iş gücüne geçiş için benzeri hazırlık düzeylerinde seyrediyor.
– Karma iş gücüne geçişte en çok zorluk yaşayacağı belirtilen işlev açık orta farkla Üretim işlevi. Her 10 iştirakçiden 4’ü Üretim işlevinin karma iş gücüne geçişte en büyük zorluğu yaşayacağını belirtiyor. Üretim operasyonlarının daha fazla yerinde süreç denetimi ve onay akışı gerektirmesi bu yüksek oranın ardındaki ana sebepler.
– Kurum içerisindeki tüm ünitelerin karma iş gücüne geçiş için hazır olduğunu belirten kesimler ise sırasıyla Finans, Danışmanlık ve Hizmet kesimleri.
Türkiye’de yetenekli iş gücü açığı var
– Anketi yanıtlayan 5 bireyden 4’ü kurumlarında yetenek açığı bulunduğunu belirtirken yakın gelecekte yetenek açığı bulunabileceğini öngoren iştirakçilerle bu oran yüzde 94 düzeylerine çıkıyor.
– Bugün yetenek açığını en az hisseden kesim olan perakende (yüzde 38) için bile gelecek pek inançlı görünmüyor. (Yeterli yeteneğe sahibiz diyen kurumların oranı yalnızca yüzde 13). Güç, Finansal Hizmetler, Holding şirketleri ve Teknoloji firmaları gelecekte yetenek açığı yaşayacakları görüşünde.
– Araştırma neticelerina nazaran en çok yetenek açığı hissedilen ünite, yüzde 24 ile Bilgi Teknolojileri. Onu sırasıyla Üretim/Operasyon (yüzde 14), ARGE (yüzde 12) ve İnsan Kaynakları (yüzde 12) üniteleri takip ediyor.