Aynı gün Kuzey İrlanda’da yapılacak parlamento seçimleri ise bölgenin ayrılarak İrlanda Cumhuriyeti’yle birleşmesi yolunda birinci işaretleri verebilir. İngiltere, Galler ve İskoçya’da seçmenler, 5 Mayıs’ta sandık başına giderek 4 yıllığına yeni belediye meclis üyelerini belirleyecek.
Toplam 4 bin 350 aday, İngiltere’de 140’tan fazla, İskoçya’da 32, Galler’de de 22 belediye için yarışacak. Sandıkların saat 07:00’de açılacağı seçimlerde oy verme saat 22:00’ye kadar sürecek.
İngiltere’de Avrupa Birliği (AB) yahut İngiliz Milletler Topluluğu vatandaşları, İskoçya ve Galler’de ise yasal olarak bu bölgelerde yaşayan herkes oy kullanılabilecek.
Sandıkların okullar, kiliseler ve aktiflik merkezlerine kurulacağı seçimin sonuçları, büyük oranda cuma günü, birtakım yerlerde ise cumartesi açıklanacak.
Muhafazakarların alacağı oy belirleyici
İngiltere’deki seçimlerin yaklaşık yarısı, başşehir Londra’da gerçekleştirilecek. Buckingham Sarayı, Başbakanlık, Parlamento ve Bakanlıkların bulunduğu Westminster’da Personel Partisinin Muhafazakarları zorlayabileceği tabir ediliyor.
Belediyelerin çoğunluğunun koalisyonlar tarafınca yönetildiği Galler’de, bunun değişip değişmeyeceği ve Personel Partisinin bölgenin başşehri Cardiff’i elinde tutup tutamayacağı değerli olacak.
İskoçya’da ise Muhafazakarların 2017’de Emekçi Partisinden elde ettiği yerleri koruyup koruyamayacağı hatta bir daha bağımsızlık referandumunun dillendirildiği bölgede yeni kazanımları kayda geçirip geçiremeyeceği ehemmiyet arz edecek.
‘İşçi Partisi’nin gerisinde kalabilir’
Önde gelen seçim araştırmacılarından Colin Rallings ve Michael Thrasher’a göre, 350 kayıp, Muhafazakar Partinin görmek istemeyeceği bir sonuç olacak.
100-150 içindeki kayıp ise yıkıcı tesiri yapmasa da Muhafazakarların halk dayanağı açısından Emekçi Partisinin gerisinde kaldığını gösterecek.
100’ün üstündeki kazanım, Muhafazakarların Emekçi Partisinin kalbi olarak bilinen Kızıl Duvar kentlerinde ilerlemeye devam ettiğini gösterecek ve Johnson hükümeti için büyük bir muvaffakiyet olarak görülecek.
Johnson için bir imtihan olacak
Seçimler yalnızca kent planlama, konut ve çöp toplama üzere konularda kimin sorumlu olacağını belirlemekle kalmayacak, hem de mevcut Muhafazakar Parti hükümeti ve bilhassa Başbakan Boris Johnson için de bir karne niteliğinde olacak.
Artan hayat pahalılığı, Başbakanlıkta Covid-19 kurallarının ihlal edildiği partiler ve Muhafazakar Parti milletvekillerinin karıştığı skandalların seçimleri etkileyebileceği bedellendiriliyor. Lokal seçimler, Başbakanlıkta partilerle ilgili seçmenlerin ne düşündüklerinin bir göstergesi olarak görülecek.
aslına bakarsanız bu partilerden biri niçiniyle para cezası alan Johnson’ın muhtemel bir hezimet durumunda koltuğu daha da sallanacak. Milletvekillerinin, mümkün bir hezimetin bir daha sonraki genel seçimde yenidenlanabileceği, dolaysıyla parlamentodaki sandalyelerini kaybedecekleri telaşıyla harekete geçerek Johnson hakkında güvensizlik dilekçeleri vermelerine yol açabilir.
Mevcut 359 Muhafazakar milletvekilinden 54’ünün dilekçe vermesi, liderlik uğraşını başlatmak için kâfi olacak. aslına bakarsanız Başbakanlıkta partilerle ilgili onlarca milletvekilinin Johnson’a istifa davetinde bulunduğu göz önünde alındığında seçimlerde başarısızlık durumunda bu sayının daha da atması neredeyse kesin.
Öte yandan Personel Partisinin makûs performans göstermesi durumunda partinin önderi Keir Starmer da sorgulanır hala gelecek. Bilhassa, Muhafazakarların 2019’da genel seçimlerinde büyük muvaffakiyet elde ettiği Kızıl Duvar kentlerinde yeni bir başarısızlık Starmer’ı zorlayacak.
İrlanda’da İngiltere’den ayrılmak isteyenler önde gelebilir
İngiltere, Galler ve İskoçya’da halk, mahallî idareler seçimleri için sandığa giderken Kuzey İrlanda’da, lokal parlamentonun yeni üyeleri belirlenecek. Anketler, İngiltere’den ayrılarak İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmeyi destekleyen Sinn Fein‘in, aykırı görüşteki Demokratik Birlik Partisinin (DUP) yüzde 7 önünde olduğunu gösteriyor.
Anketlerin yanlışsız çıkması durumunda Sinn Fein, seçimlerden en büyük parti olarak çıkacak. Bu durum, bir asırdan fazla bir müddetdir Kuzey İrlanda’yı idaresinde tarihi bir değişiklik manasına gelecek.
Ancak mümkün bir zafer durumunda bölgede ne üzere siyasi gelişmeler olacağı bilinmeyen. Kuzey İrlanda’ya özel yetki paylaşımı muahedesine nazaran, iki tarafın bölgeyi bir arada yönetmesi gerekiyor.
Ancak DUP, Sinn Fein’in Kuzey İrlanda’daki başkanı Michelle O’Neill’in Başbakan olması durumunda Başbakan Yardımcılığı için rastgele bir isim önermeyeceğini açıkça belirtti.
Derin uyuşmazlıklardan telaş ediliyor
İki tarafın Brexit’in kesimi olan ve bölgeyi Birleşik Krallık’ın geri kalanından farklı olarak AB’yle Gümrük Birliği ortasında tutan Kuzey İrlanda konusundaki görüş ayrılıkları da dikkate alındığında muhtemel bir idare krizinin daha derin uyuşmazlıklara yol açmasından kaygı ediliyor.
Özellikle mümkün bir Sinn Fein zaferinin, partinin İrlanda Cumhuriyeti’ndeki önderi Mary Lou McDonald’ın bir daha sonraki genel seçimde İrlanda Başbakanı olması durumunda bölgeyi birleşik bir İrlanda’ya daha da yaklaştırma ihtimali bulunuyor.
Yönetim krizin derinleşmesi, bir periyot ismi savaş ve çatışmalarda anılan bölgede tansiyonun bir daha yükselmesine yol açabilir.
Toplam 4 bin 350 aday, İngiltere’de 140’tan fazla, İskoçya’da 32, Galler’de de 22 belediye için yarışacak. Sandıkların saat 07:00’de açılacağı seçimlerde oy verme saat 22:00’ye kadar sürecek.
İngiltere’de Avrupa Birliği (AB) yahut İngiliz Milletler Topluluğu vatandaşları, İskoçya ve Galler’de ise yasal olarak bu bölgelerde yaşayan herkes oy kullanılabilecek.
Sandıkların okullar, kiliseler ve aktiflik merkezlerine kurulacağı seçimin sonuçları, büyük oranda cuma günü, birtakım yerlerde ise cumartesi açıklanacak.
Muhafazakarların alacağı oy belirleyici
İngiltere’deki seçimlerin yaklaşık yarısı, başşehir Londra’da gerçekleştirilecek. Buckingham Sarayı, Başbakanlık, Parlamento ve Bakanlıkların bulunduğu Westminster’da Personel Partisinin Muhafazakarları zorlayabileceği tabir ediliyor.
Belediyelerin çoğunluğunun koalisyonlar tarafınca yönetildiği Galler’de, bunun değişip değişmeyeceği ve Personel Partisinin bölgenin başşehri Cardiff’i elinde tutup tutamayacağı değerli olacak.
İskoçya’da ise Muhafazakarların 2017’de Emekçi Partisinden elde ettiği yerleri koruyup koruyamayacağı hatta bir daha bağımsızlık referandumunun dillendirildiği bölgede yeni kazanımları kayda geçirip geçiremeyeceği ehemmiyet arz edecek.
‘İşçi Partisi’nin gerisinde kalabilir’
Önde gelen seçim araştırmacılarından Colin Rallings ve Michael Thrasher’a göre, 350 kayıp, Muhafazakar Partinin görmek istemeyeceği bir sonuç olacak.
100-150 içindeki kayıp ise yıkıcı tesiri yapmasa da Muhafazakarların halk dayanağı açısından Emekçi Partisinin gerisinde kaldığını gösterecek.
100’ün üstündeki kazanım, Muhafazakarların Emekçi Partisinin kalbi olarak bilinen Kızıl Duvar kentlerinde ilerlemeye devam ettiğini gösterecek ve Johnson hükümeti için büyük bir muvaffakiyet olarak görülecek.
Johnson için bir imtihan olacak
Seçimler yalnızca kent planlama, konut ve çöp toplama üzere konularda kimin sorumlu olacağını belirlemekle kalmayacak, hem de mevcut Muhafazakar Parti hükümeti ve bilhassa Başbakan Boris Johnson için de bir karne niteliğinde olacak.
Artan hayat pahalılığı, Başbakanlıkta Covid-19 kurallarının ihlal edildiği partiler ve Muhafazakar Parti milletvekillerinin karıştığı skandalların seçimleri etkileyebileceği bedellendiriliyor. Lokal seçimler, Başbakanlıkta partilerle ilgili seçmenlerin ne düşündüklerinin bir göstergesi olarak görülecek.
aslına bakarsanız bu partilerden biri niçiniyle para cezası alan Johnson’ın muhtemel bir hezimet durumunda koltuğu daha da sallanacak. Milletvekillerinin, mümkün bir hezimetin bir daha sonraki genel seçimde yenidenlanabileceği, dolaysıyla parlamentodaki sandalyelerini kaybedecekleri telaşıyla harekete geçerek Johnson hakkında güvensizlik dilekçeleri vermelerine yol açabilir.
Mevcut 359 Muhafazakar milletvekilinden 54’ünün dilekçe vermesi, liderlik uğraşını başlatmak için kâfi olacak. aslına bakarsanız Başbakanlıkta partilerle ilgili onlarca milletvekilinin Johnson’a istifa davetinde bulunduğu göz önünde alındığında seçimlerde başarısızlık durumunda bu sayının daha da atması neredeyse kesin.
Öte yandan Personel Partisinin makûs performans göstermesi durumunda partinin önderi Keir Starmer da sorgulanır hala gelecek. Bilhassa, Muhafazakarların 2019’da genel seçimlerinde büyük muvaffakiyet elde ettiği Kızıl Duvar kentlerinde yeni bir başarısızlık Starmer’ı zorlayacak.
İrlanda’da İngiltere’den ayrılmak isteyenler önde gelebilir
İngiltere, Galler ve İskoçya’da halk, mahallî idareler seçimleri için sandığa giderken Kuzey İrlanda’da, lokal parlamentonun yeni üyeleri belirlenecek. Anketler, İngiltere’den ayrılarak İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmeyi destekleyen Sinn Fein‘in, aykırı görüşteki Demokratik Birlik Partisinin (DUP) yüzde 7 önünde olduğunu gösteriyor.
Anketlerin yanlışsız çıkması durumunda Sinn Fein, seçimlerden en büyük parti olarak çıkacak. Bu durum, bir asırdan fazla bir müddetdir Kuzey İrlanda’yı idaresinde tarihi bir değişiklik manasına gelecek.
Ancak mümkün bir zafer durumunda bölgede ne üzere siyasi gelişmeler olacağı bilinmeyen. Kuzey İrlanda’ya özel yetki paylaşımı muahedesine nazaran, iki tarafın bölgeyi bir arada yönetmesi gerekiyor.
Ancak DUP, Sinn Fein’in Kuzey İrlanda’daki başkanı Michelle O’Neill’in Başbakan olması durumunda Başbakan Yardımcılığı için rastgele bir isim önermeyeceğini açıkça belirtti.
Derin uyuşmazlıklardan telaş ediliyor
İki tarafın Brexit’in kesimi olan ve bölgeyi Birleşik Krallık’ın geri kalanından farklı olarak AB’yle Gümrük Birliği ortasında tutan Kuzey İrlanda konusundaki görüş ayrılıkları da dikkate alındığında muhtemel bir idare krizinin daha derin uyuşmazlıklara yol açmasından kaygı ediliyor.
Özellikle mümkün bir Sinn Fein zaferinin, partinin İrlanda Cumhuriyeti’ndeki önderi Mary Lou McDonald’ın bir daha sonraki genel seçimde İrlanda Başbakanı olması durumunda bölgeyi birleşik bir İrlanda’ya daha da yaklaştırma ihtimali bulunuyor.
Yönetim krizin derinleşmesi, bir periyot ismi savaş ve çatışmalarda anılan bölgede tansiyonun bir daha yükselmesine yol açabilir.